Your browser version is outdated. We recommend that you update your browser to the latest version.

Görsel sanatlar güzelliğin peşindedir. Söz edilen güzellik, plastik güzelliktir.

Modelin güzelliğinden söz etmiyorum. Bir sanat eserinden söz ederken modelin güzelliği değildir söz konusu olan. Önemli olan eserdir.  Resmi yapan sanatçı, modelin konumu, duruşu, ışığın modelin üzerinde yarattığı etki, tuval üzerinde kapladığı alan, kompozisyona etkisi, kullanacağı renkler  gibi konularla ilgilidir.

Nü resim,  izleyici ile ilişki içermez. Kısaca erotik değildir, davetkar değildir, cinselliği sadece simgesel ve durağandır. Duruşu resmedilecek özellikleri içerir. Özetlersek çıplaklık, figüre ilişik bir ögedir sadece. Önceleri anatomi bilgisini de içeren nü resimler,  eğitici ve öğretici bir özellik de taşırdı. Zaman içinde insanın doğallığı haline geldi.

Sanat tarihinde ilk betimlemeler tarih öncesi dönemlere rastlamaktadır. Ana tanrıça, tabiat anayı betimleyen bolluk ve bereket heykelleridir. Çocuk doğuran kadın "bereket" olarak kabul edilmiş ve çıplak olarak gösterilmiştir. Beden, anatomik yapısı ile son derece uyumlu, dengeli adeta matematiksel bir denklem gibi oturtulmuş fiziksel ve dokusal görünümü ile de her zaman muhteşemdir.

Bu kadar olağanüstü bir yapı insanlara itici ya da çekici gelebilir. İnsanoğlu çıplak doğmuştur. Tarih sürecine bakarsak, utandıkları için değil öncelikle soğuktan korunmak  için hayvan postu ile örtünmüşlerdir. Tek tanrılı toplumlarda da bütün tanrı ve tanrıça betimlemeleri çıplaktır. Amerika ve Afrika'nın çoğu yerlerinde insanlar hala hemen hemen çıplak bir yaşam sürdürmektedirler.

Ataerkil  düzende dinin yaptırımları kendisini vücutta gösterir ve kadın koruma altına alınır.  Sonra da tamamen kapanır.

İnsanoğlu kapalı şeylere daima merak duyar. İnsan vücudu da bunlardan biridir.vücudu gizlemek dış ilgiyi artırır. Çıplaklığın sosyal olgusu sanata böyle yansımıştır. Ancak sanatın Goya gibi modern dünya evriminde yetişen idealistler sonucunda,  çıplaklığın doğallığı doğada kendisini gösterir.

Giyinik de olsa çıplak da olsa, tuval üzerinde yer alan bir figürün elma ya da nardan ya da bir yunustan farkı yoktur. O da obje olarak tuvalde kompozisyon içindeki  görevini yapan bir elemandır. Heykel için de durum aynıdır. Michelangelo'nun Davut Heykelinden hamile kalan bir kadın duydunuz mu hiç?