Your browser version is outdated. We recommend that you update your browser to the latest version.

Özgür Olmak

Bir kişinin yaratıcı olması için  belli bir düzeyde zekâ seviyesine sahip olması gerekmektedir.
Duygusal zekâ seviyesinin yüksekliği, örnek aldığı kişi ya da objeyle ilintilidir. Yapıcı ve üretici olması  düşünce yeteneği ve  çevresi, ayrıca yaşam koşullarının da belirleyicisidir. Değerlendireceği şekiller, kendisinde yerleşik duruma geçen eğitimle uygulamaya geçerek, gerçekten de değerli bir eylemde bulunmuş olur. Yaratıcılığı geliştiren sanat eğitiminde belli bir süre etkileşimini sürdüren resim yapan kişi, aşması gereken sürede, kendi yapısını ortaya koyarak, etkilendiği kişi ya da çevrenin ötesine geçmeyi, kendisi olmayı becerebilmelidir.

Resimleri hala bir başkasının resimlerini çağrıştırıyor, özellikle sanatseverlerin kafasını karıştırıyorsa bir yerlerde hata var demektir. Çünkü resim, resim yapanın imzası haline dönüşmeden, resim yapan sanatçı değildir. Kuşkusuz onu da örnek alarak, kopyalayacak ya da etkilenecek kişi ya da kişiler olacaktır. Ama bu süreç her kes  farklı olsa da, belli zaman içinde aşılması gereken bir süreçtir.


Günümüz insanı içi boşaltılmış unsurlardan uzaklaşmaktadır artık. Yoksa bir başkasının gölgesinde kalmaya mahkûm hale gelir. Plastik sanatlar, bu nedenle dünyayı  tüm çeşitliliği ile görmemizi sağlar.
Sesini duyurmaya çalışan bir müzisyenin tüm yararlandığı yedi notadır. Ve bu yedi nota  da herkes aynı gamı kullansa da melodiler değişiktir. Kullanılan enstrümanlar farklıdır. Aynı kemanı yüzlerce kişi çalar ama bir paganini ya da mae west çaldığında hemen anlarsınız. Bir piyanoyu  Richard Clayderman mı yoksa Fazıl Say mı çaldı bilirsiniz. Bestelerden söz bile etmiyorum.


Henüz okyanuslardaki canlıların % 20 sini bulabilen insanoğlunun sanatta her şeyi bildiğini varsaymak safdilliktir.