İnsanı Anlamak
Bir iç yolculuğu mu yaşadığım? Bir kanatlanma mı onca çelişki zamansızlığa? Ben neyim? Kimim? Ne işim var dünyada? Birlikte olduğum, zaman zaman yaşamıma giren ya da birden yaşamımdan çıkıp giden insanlar kim? Rehber kim? Yolcu kim? Giden kim? Kalan kim?
Milyonlarca soruyla boğuşup duruyorum yüzyıllardır. Tam yanıtları buldum derken yeni sorular, yeni çelişkiler dolduruyor her yeri.. Sentezlere ulaştığım çelişkilerimi sevsem de, her seferinde sarsılıyorum. Her şey yeni baştan yapılanıyor içimde. Süper novalara şaşırıyor karanlık. Bakıyor ama anlamıyor. Ne sabah kalıyor, ne de gece. Göz kırpan kuvazarlar o muziplikle bir görünüp bir kayboluyor. Başım dönüyor.
Kaostan doğan muhteşem düzeni anlamak kolay mı?. Kolay mı simetrisizlikteki ölçüyü kavramak? Bir dönüşüm olmadığını kim söyleyebilir asırlardır yaşananın? Bir çemberde merkez ama, merkezsiz evrende değil mi insan? Geleceği, geçmişi o çember üzerinde dans etmiyor mu?. Uzansa tutuverecek gibi ama, her seferinde ellerinden kayıp gidiyor. Ya kim yakalayabiliyor karanlıklar içindeki ışığı?.
O bir fizik, o bir kimya, o bir biyoloji, o bir tarih , o bir coğrafya. O dünyanın gelmiş geçmiş bütün kitapları. Tüm evren kucağında. Ama, hala anlamadan bakmakta tutsaklığına. Hala kıramamakta sonsuzluğu uzaklaştıran zincirleri. Yaşam zeminine göre yapılandırmanın tüm kanıtları gözler önüne bir bir serilirken, gülümsüyor olduğu yerden umarsızca .Yüzyıllar sarkıyor evrenin kapılarından.. Nuh’un gemisi süzülürken pencerelerden, o müzik dalga dalga sarıyor tüm kozmosu.. Şimdi zincirlerinde dans ediyor çiftler. Şarkı söylüyor.
İnsanın dramı yurdundan, yuvadan ayrılmak. Aklıyla istemediğini duygularla kabullenmek. Sonra da ikisini dengelemeye çalışmak. İyi de, nereden ve hangi sevimlilikte çıkacağı bilinmeyen yüz başlı canavarla nasıl boğuşulur ? Kim geçer sınavları? İyi ne? Kötü ne? Güzel ne? Çirkin ne? Hangi kulak duyar ya da hangi göz gerçekten görür? Nerede kılıcını indirmeden kendini yenmeye çalışan Ali’ler? Erdemin sınırı ya da sırrı ne?
İşe en yakından başlamalı insan. Kendini keşfetmeli önce. İnsan olmanın uzun ve bir o kadar da karmaşık yolculuğunda verilen savaş aydınlığa ulaşmak için değil mi?. Genişleyen evrenin kesintisiz ışığını kucaklamak bu kadar mı zor? Işık karanlığa hapsedilebilir mi?
Sorularım, çelişkilerim, sentezlerim her seferinde bunaltsa da beni, hatırladığım minicik her kare için taptaze güç veriyor bana. İçim yıkanıyor, tortular siliniyor bir bir. ..Evreni kucaklamak istiyorum. Biliyorum ki ben ilk yaradılıştaki İNSAN olursam, evren de o sonsuzlukta beni kucaklayacak...